Bademcikler bakteriler, mukus, ölü hücreler, besin artıkları gibi birçok maddenin birikip sıkışabileceği şekilde girintilere sahiptir. Bu maddelerinin birikmesi ve zamanla sertleşmesi sonucunda taş benzeri sert yapılar oluşur. Bademcik taşı olarak adlandırılan bu yapılar ağrılı veya ağrısız olabilir, boyutları ise değişkendir. Genellikle tekrarlayan bademcik iltihabı (tonsillit) yaşayan bireylerde bademcik taşlarına daha sık rastlandığı görülür. Bademcik taşı olgularının çok büyük bir kısmında taşın boyutu genellikle pirinç tanesi ile üzüm tanesi arasındadır. Beyaz veya sarı renge sahip küçük bademcik taşları çoğu insanda mevcuttur. Küçük olmaları nedeniyle bunlar genellikle bir belirti vermez ve herhangi bir tedavi gerektirmez. Hem bademciklerin konumu hem de taşların genellikle küçük boyutlu olması nedeniyle bademcik taşlarının gözle görülmesi de oldukça zordur. Dolayısıyla birçok insan küçük çaplı bademcik taşlarına sahip olsa da bunun farkına varmaz. Büyük bademcik taşları ise çok daha nadir görülür ve rahatsız edici semptomlar geliştirme olasılığı da taşın boyutu ile aynı oranda yükselir. Aynı zamanda büyük bademcik taşları ağızda oluşturdukları kötü koku ile de kendini gösterebilir.
Bademcik taşları birçok bireyde herhangi bir belirtiye ve rahatsızlığa yol açmaz. Taşın boyutu büyüdükçe belirti verme olasılığı yükselse de çok büyük bademcik taşları dahi bazı durumlarda yalnızca röntgen, BT (bilgisayarlı tomografi) gibi incelemeler neticesinde rastlantısal olarak tespit edilir. Bu durum, taşın bulunduğu konumla da ilgilidir. Bademcik taşlarının yol açtığı yaygın belirtiler arasında şunlar yer alır:
Yapılan bilimsel araştırmalar, sık olarak bademcik enfeksiyonu geçiren ve ağızda kötü koku şikayeti bulunan her 4 kişiden 3’ünde bademcik taşlarının bulunduğunu göstermiştir. Sık tonsillit geçiren hastalarda bademcik taşının yol açtığı semptomların bademcik iltihabı semptomlarından ayırt edilmesi oldukça zordur. Öksürük semptomu ise genellikle taşın boğazda oluşturduğu tahrişten kaynaklı olarak ortaya çıkar. Bademcik taşından kaynaklanan ağrılar bazen kulak ağrısı gibi hissedilebilir. Bu nedenle kulak ağrısı yaşayan hastalarda bu olasılığın da göz önünde bulundurulmasında yarar vardır.
Bademcikler, anatomik yapıları itibariyle belirli yarıklar, odacıklar, tünel ve çukurlardan oluşurlar. Bu alanlar ölü hücrelerin, mukusun, tükürük salgılarının, besin artıklarının ve bakterilerin birikimi için uygun bir ortam oluşturur. Bu gibi kalıntıların bademciklerin söz konusu girintili yapılarında birikip sıkışması sonucunda bademcik taşları oluşur. Bakteriler ve bazı mantar türleri bu birikimleri besin olarak kullanırlar. Bunun sonucunda hem enfeksiyon hem de ağız kokusu ortaya çıkar. Ağız kokusunun sebebi ise bademcik taşlarından beslenen ve oksijensiz solunum yaparak sülfitler üreten bakterilerdir. Bunların yanı sıra bademcik taşı neden olur sorusuna yanıt olarak belirtilebilecek bazı diğer faktörler ise şunlardır:
Tüm bu nedenlere karşın ağız ve diş bakımına maksimum özen gösteren bireylerde dahi bademcik taşlarına rastlamak mümkündür. Bu nedenle bademcik taşı belirtileri yaşayan veya sürekli olarak boğaz enfeksiyonuna yakalanan bireyler sağlık kuruluşlarına başvurarak muayeneden geçmelidir.