Kalp hastalıkları ve özellikle koroner damar hastalığı dünyada olduğu gibi ülkemizde de başta gelen ölüm nedenleri arasındadır. Vücudumuzdaki organların canlılığını koruyabilmeleri ve görevlerini yapabilmeleri için oksijen ve besin maddelerine gereksinimleri vardır. Gerekli olan oksijen ve besin maddeleri organlara atardamar (arter) yoluyla kan ile taşınır. Kanın atardamarlara pompalanması işini kalbimiz yapar.Kalbimizin de görevini yapabilmesi için beslenmesi gereklidir. Kalbin kendisini besleyen damarlara “koroner damar” (koroner arter) denmektedir. Koroner arterlerde damar sertliği (ateroskleroz) sonucu oluşan daralma veya tıkanma neticesinde kalbimiz yeterince beslenemez ve görevini aksatır. Sonuçta pompa görevi aksadığından kan aracılığıyla organlarımıza ulaşan oksijen ve besin maddeleri azalır ve zamanla çeşitli organlara ait yetersizlik belirtileri ortaya çıkar.
Ekokardiyografide (kısaca eko da denir) ultrasondan (ses ötesi dalgalar) yararlanılır. Ultrason dalgaları, insan kulağının duyma sınırının ötesinde bir sestir (18.000 – 20.000 titreşim/sn). Bu ses dalgaları, tüp şeklinde elle tutulan ve hastanın göğsünde gezdirilen sesi oluşturan duyarlı bir alet yardımıyla kalbe gönderilir. Ses dalgaları kalp duvarlarından, kaslarından, kapakçıklardan alete geri döner. Farklı dokular ses dalgalarını farklı şekillerde yansıtır. Böylece kalpten geri dönen ses dalgaları bilgisayar ile resme çevrilir ve bu görüntüler monitörden izlendiği gibi istenirse kağıda da bastırılır.
Eko, kalp hakkında önemli bilgiler veren, hızlı ve zararı olmayan bir testtir.
Kalbin kasılma sırasında bir defada attığı kan miktarı ve yüzdesi (İnsan kalbi kanla dolduktan sonra, kasılma ile içindeki kanın belli bir yüzdesini atar. Her kalp atışında kalbin damarlara attığı kan yüzdesine “ejeksiyon fraksiyonu” denir. Normali % 55-70 civarındadır. Yani kalp bir defada kendine gelen kanın %55-70’ini fırlatabilmektedir.),araştırılabilir. Kısaca kalp romatizması, kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp krizi, doğumsal kalp hastalıkları gibi bir çok konuda eko ile değerli bilgiler alınır.
Efor testi, kalp-damar hastalıklarının tanı ve takibinde yaygın olarak kullanılan oldukça etkili bir ayırıcı tanı yöntemdir. Kalp damar hastalıkları ile ilgili pek çok hastalığın tanısı için kullanılan Efor testi, kişiye uygun egzersiz yaptırılarak kalp iş yükünün arttırılması ve yüklenme esnasında kalp kasının beslenmesinde yetersizliğe yol açabilecek bir kalp damar hastalığının olup olmadığının tespiti için yapılır. Efor testi kolay uygulanan, riskleri az olan bir test olduğu için oldukça yaygın kullanılan bir ayırıcı tanı yöntemdir. Efor testinin hastane koşullarında bir kardiyoloji uzmanı gözetiminde yapılması gerekir.
Portatif bir EKG kayıt cihazı kullanılarak yapılan uzun süreli EKG kaydına RİTM HOLTER-EKG adı verilmektedir. Hastanın beline takılan bir kemerle taşıdığı hafif bir cihaz, genellikle 24 saat süreyle EKG kaydı yapar. Holter kayıtlarının dökümü incelenerek elektrokardiyografik bir anormalliğin gelişip gelişmediği, gelişmişse bunun hastanın yakınmaları ve günlük aktiviteleriyle ilişkisi araştırılır.
Hastaların günlük normal hayatlarındaki ve uykularındaki kan basınçları 24 saat süreyle kaydedilir. Özellikle labil hipertansiyonlu (oynak hipertansiyonlu) hastaların tanısında yararlıdır. Hastalara takılan portatif ve bilgisayar tarafından programlanabilen bir elektronik tansiyon aleti ile bundan elde edilen verilerin değerlendirildiği bir bilgisayardan oluşur.